19 Eylül 2014 Cuma

Olur öyle bazen


Bloğumuz yeni çok ara vermemek lazım belki ama bizim bloğumuz Doğa'nın Güncesi. Sonuçta Doğa müsade ettiği sürece yazmam sözkonusu oluyor.
Araya serpiştirdiğimiz günlerde neler oldu diye şöyle bir bakarsak, 'anakız esti şöyle bir çıkalım dedik' turlarına başladık (fakat çok hızlı bir giriş yapmışız, yürünen üç saatin ardından birkaç ayak parmağım su topladı:) ) , sebze püresi denemesi yaptık pek başarılı olamadık galiba ( eşit miktarda patates havuç kabak ve biraz pirinçten oluşan bi karışım hazırlayıp az da zeytinyağı ekledim, tuzsuz olmasının dışında gayet iyiydi aslında, iki çay kaşığını zor yuttu :( ) ,  armutu tek başına ( erikle karıştırmadan ) ve ölçüsünüde artırarak yemeye başladık. Yeme içme konusunda henüz meyvenin dışına çıkmadık. Miktar ve çeşitleriyle oynuyoruz, yanında tabiiki anne sütü. Ufak tefek kazalarda atlattık malesef. Kafasını çarptı yavrucak iki kez, aslında bir kaşını bir kafasını. Off yazarken bile üzülüyorum ama oldu işte. Galiba soğuk kanlılığımızı korumayı başardık. Taze anne ve babalığımızı içimizde tepine tepine yaşasakta birbirimizi sakinleştirmeyi başardık. Neyse ki problem yok şükür. Olur öyle bazen napalım :(:
Yarın altı ayımızı dolduruyoruz. Dolu dolu geçen altı ay bitip gitti bile. Hala inanamıyorum zamanın hızına. Nasıl geçiyor anlamıyorum, anlar anılar gözümüzün önünden akıp gidiyor. Tekrar yaşanmayacak ama asla unutulmayacak anlar. Hayatımın en anlamlı  zamanlarını yaşadım yaşıyorım:)  Çalışmama kararımın ne kadar doğru olduğunu anlıyorum içim  rahatlıyor. Mutluyum huzurluyum.
Buarada anne dedi ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder